[EP-272]EPOSTER OTURUMU-19 | Tarih ve Saat: 22.10.2010, 17:00 - 18:00 | Salon: EPOSTER SALONUMaligniteyi Taklit Eden Kranial Tüberkülom Ve Pulmoner Tüberküloz Olgu SunumuFiliz Çimen, Dilek Saka, İbrahim Onur Alıcı, Kazım Rollas, Şükran Atikcan, Mihriban Öğretensoy Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Göğüs Hastalıkları, ANKARA
Tüberküloz infeksiyonunun sık görüldüğü ülkemizde intrakranyal yer kaplayan bir lezyon varlığında, progressif seyirli nörolojik tablolarda tüberkülom tanısı ilk sırada düşünülmelidir.
75 yaşında erkek hasta baş dönmesi, nefes darlığı, güçsüzlük, halsizlik ve kilo kaybı şikayeti ile hastanemize başvurdu. Hastanın fizik muayenesinde sol kolda hafif kuvvet kaybı, sol gözde içe bakışta kısıtlanma, konuşmada yavaşlama mevcuttu. Çekilen bilgisayarlı toraks tomografisinde; sağ supraklavikular fossada 3 cm çapa ulaşan multiple, sağ hiler, mediastende ana damarları bronşları saran konglomere lenfadenopati, lenfomatöz kitle ve sağ akciğer üst lobda yaygın lineer retiküler opasiteler mevcuttu. Kranial Magnetik Rezonans incelemesinde; sol forseps major lokalizasyonunda T1 ve T2 ağırlıklı görüntülerde hipointens nodüler biçimli lezyon ve çevresinde ödem ile uyumlu olabilecek sinyal değişikliği izlenmekteydi. Lezyonun santral kesiminde homojen kontrast madde tutulumu izlendi. Hastaya supraklavikuler lenf bezi biyopsisi yapıldı. Kazeifiye granülomatöz iltihabi olay tanısı kondu. Açlık mide suyunda asidorezistan-basil (ARB) pozitifti. Hasta nöroloji bölümüne konsülte edildi. Motor defisit saptanmadı. Tüm bu bulgularla kranial patoloji de granülom olarak düşünülüp Temmuz 2009’ da antiödem tedavisi ile beraber antitüberküloz tedavi başlandı. Hastanın 1. ay kontrollerinde balgamda tüberküloz yönünden nadir basil saptandı, ikinci ay itibarıyla balgam teksif yayma ARB’leri menfileşti. Birinci aydan itibaren balgam kültürleri menfileşti. Tedavinin ikinci ayında çekilen bilgisayarlı toraks tomografisinde sağ trakeobronşiyal subkarinal hipodens lenfadenopati görünümleri her iki akciğerde yer yer fokal havalanma artışları, mediastendeki lenf bezlerinde belirgin gerileme tesbit edildi. Ayrıca kranial magnetik rezonans görüntüleme’de izlenen lezyonun da tamamen kaybolduğu izlendi. Uygulanan tedaviyle klinik olarak hızla düzelme kaydedilen hastadaki nörolojik semptomlar ikinci ayda tamamen kayboldu. Hastanın takibi nöroloji ile birlikte sürdürüldü. Takipleri sırasından problem yaşanmayan, pulmoner lezyonları gerileyen, kranial tüberkülomu tamamen kaybolan olgunun tedavisi dokuz aya tamamlanarak kesildi. İlaçsız takipte olan olgu halen kontrolümüz altındadır. Olgulardaki klinik iyileşme birkaç hafta içerisinde olurken radyolojik olarak lezyonların küçülmesi veya kaybolması 6-12 ayı bulabilmektedir. Sunduğumuz olguda 2 ay sonra yapılan kranial MR kontrolünde lezyonun tamamen kaybolması dikkat çekicidir. GİRİŞ-AMAÇ | Tüberküloz infeksiyonunun sık görüldüğü ülkemizde intrakranial yer kaplayan bir lezyon varlığında, progresif seyirli nörolojik tablolarda tüberkülom tanısı ilk sırada düşünülmelidir.
|
OLGU | 75 yaşında erkek hasta baş dönmesi, nefes darlığı, güçsüzlük, halsizlik ve kilo kaybı şikayeti ile hastanemize başvurdu. Hastanın fizik muayenesinde sol kolda hafif kuvvet kaybı, sol gözde içe bakışta kısıtlanma, konuşmada yavaşlama mevcuttu.
Çekilen bilgisayarlı toraks tomografisinde; sağ supraklavikular fossada 3 cm çapa ulaşan multiple, sağ hiler, mediastende ana damarları bronşları saran konglomere lenfadenopati, lenfomatöz kitle ve sağ akciğer üst lobda yaygın lineer retiküler opasiteler mevcuttu.
Kranial Magnetik Rezonans incelemesinde; sol forseps major lokalizasyonunda T1 ve T2 ağırlıklı görüntülerde hipointens nodüler biçimli lezyon ve çevresinde ödem ile uyumlu olabilecek sinyal değişikliği izlenmekteydi. Lezyonun santral kesiminde homojen kontrast madde tutulumu izlendi.
Hastaya supraklavikuler lenf bezi biyopsisi yapıldı. Kazeifiye granülomatöz iltihabi olay tanısı kondu. Açlık mide suyunda asidorezistan-basil (ARB) pozitifti.
Hasta nöroloji bölümüne konsülte edildi. Motor defisit saptanmadı. Tüm bu bulgularla kranial patoloji de granülom olarak düşünülüp Temmuz 2009’ da antiödem tedavisi ile beraber antitüberküloz tedavi başlandı.
Hastanın 1. ay kontrollerinde balgamda tüberküloz yönünden nadir basil saptandı, ikinci ay itibarıyla balgam teksif yayma ARB’leri menfileşti. Birinci aydan itibaren balgam kültürleri menfileşti.
Tedavinin ikinci ayında çekilen bilgisayarlı toraks tomografisinde sağ trakeobronşiyal subkarinal hipodens lenfadenopati görünümleri her iki akciğerde yer yer fokal havalanma artışları, mediastendeki lenf bezlerinde belirgin gerileme tesbit edildi. Ayrıca kranial magnetik rezonans görüntülemede izlenen lezyonun da tamamen kaybolduğu izlendi.
Uygulanan tedaviyle klinik olarak hızla düzelme kaydedilen hastadaki nörolojik semptomlar ikinci ayda tamamen kayboldu. Hastanın takibi nöroloji ile birlikte sürdürüldü. Takipleri sırasından problem yaşanmayan, pulmoner lezyonları gerileyen, kranial tüberkülomu tamamen kaybolan olgunun tedavisi dokuz aya tamamlanarak kesildi. İlaçsız takipte olan olgu halen kontrolümüz altındadır.
|
TARTIŞMA | Olgulardaki klinik iyileşme birkaç hafta içerisinde olurken radyolojik olarak lezyonların küçülmesi veya kaybolması 6-12 ayı bulabilmektedir. Sunduğumuz olguda 2 ay sonra yapılan kranial MR kontrolünde lezyonun tamamen kaybolması dikkat çekicidir.
Olgunun tedavi öncesi beyin MR'ı
 Olgunun tedavi sonrası beyin MR'ı
 Olgunun tedavi öncesi Bilgisayarlı Toraks Tomografisi
 Olgunun tedavi sonrası Bilgisayarlı Toraks Tomografisi
 |
|