[EP-271]

EPOSTER OTURUMU-19 | Tarih ve Saat: 22.10.2010, 17:00 - 18:00 | Salon: EPOSTER SALONU

Bir Olgu Nedeniyle Nasofarinks Tüberkülozu

Berna Gebeşoğlu Erden1, Şerife Nilgün Kalaç1, Behiye Akkalyoncu1, Gülnur Önde Üçoluk1, Ali Rıza Fatih Büyükkutlu1, İlke Bursalı2
1Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Göğüs hastalıkları, Ankara
2Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Radyoloji, Ankara

Kırkaltı yaşındaki bayan hasta boyunda ağrı şikayeti ile hastanemize başvurdu. Hastanın yapılan tetkikleri sonucunda nasofarinkste kitle tespit edildi. Buradan alınan biyopsi sonucunda kazeifiye granülomotoz iltihabi olay olarak raporlandı. Hastaya INH, Rif, EMB,PZA ile tedaviye başlandı. Halen tedavisi sürmektedir. Nasofarinks tüberkülozu, nadir olmasından ve semptom ve bulgularının tipik olmamasından dolayı tanı güçlüğü çekilmesi nedeniyle halen önemli bir klinik sorundur. Sonuç olarak, nazofarenkste saptanan kitlelerin, ülsere lezyonların ayırıcı tanısında TB akılda bulundurulmalıdır.

GİRİŞ-AMAÇ

Anti-tüberküloz tedavinin ve aşılama programlarının kullanımı ile akciğer TB ve

akciğer dışı organ TB’leri azalmaktadır. Üst solunum yolları tüberkülozu 1940’lı

yıllarda %10-57 oranında görülürken, anti-tüberküloz ilaçların kullanımından

sonra belirgin olarak azalmış ve %0.4-1.5’a düşmüştür. Ancak diğer akciğer dışı

organ TB’leri gibi üst solunum yollarının tüberkülozu da semptom ve bulgularının

çok tipik olmaması, dolayısıyla tanı koymada güçlük çekilmesi nedeniyle

halen önemli bir klinik sorundur (1).


OLGU

46 yaşındaki bayan hasta boyunda ağrı, yüzünde uyuşma hissi şikayeti ile başvurdu. Özgeçmişinde beş yıl önce romatoid artrit tanısı konduğu ve bununla ilgili medikal tedavi almakta olduğu öğrenildi.Soygeçmişinde özellik yoktu.

Fizik muayenesinde TA: 110/70 mmHg, nabız: 78/dak, solunum sayısı: 17/dak idi. Tüm sistem muayeneleri normaldi. Hemogram, biyokimya normal. Sedim:77/saat, PPD: 24 mm idi. Akciğer grafisi normal sınırlarda ve üç kez bakılan balgamda ARB menfiydi (Resim 1).

Daha önceden başvurduğu dış merkezde yapılan servikal MRI da nasofarinkste nodüler bir görünüm tespit edilmişti. Nasofarinks CT sinde nasofaringeal düzeyde posteriorda orta hatta en geniş boyutu yaklaşık 1,5 cm olarak ölçülen lobüle konturlu nodüler polipoid solid lezyon tespit edildi (Resim 2). Buradan alınan biyopsi sonucu kazeifiye granülomatoz iltihabi olay olarak raporlandı.

Hastaya nasofarinks tüberkülozu tanısıyla INH, RİF, EMB, PZA ile tedavi başlandı. İki ay sonra EMB ve PZA kesildi.Üçüncü ayda kontrol amaçlı çekilen nasofarinks MRI normaldi. Halen tedavisinin beşinci ayında olan hasta takibimizdedir.




Olgunun akciğer grafisi



Olgunun nasofarinks tomografisi



TARTIŞMA

Üst solunum yollarının tüberkülozu, modern kemoterapi rejimlerinin kullanılması ile giderek daha nadir olarak bildirilmektedir.

Tüberküloz basilleri nazofarenkse, hava yolu, hematojen veya lenfatik yolla ulaşabilir. Primer nazofarenks TB ise havadaki damlacıklarda bulunan basillerin inhalasyonuyla gelişir (2,3). Nazofarenks TB’nin genellikle primer ve izole olduğu düşünülmektedir. Eşlik eden aktif veya inaktif akciğer tutulumunun veya sistemik hastalığın sıklığı %25-30 olarak bildirilmiştir (3). Sunduğumuz olguda akciğer tüberkülozu tespit edilmemiştir.

Nazofarenks TB, yetişkin yaşamının tüm dekatlarında görülebilirse de 15-30 ve 50-60 yaşları arasında pik yapar. Kadınlarda daha sıktır(2,3). Bu olgularda saptanan majör bulgu lenf bezi büyümesidir. Ayrıca, nazal obstrüksiyon, duyma kaybı, tinnitus, otalji, postnazal akıntı, epistaksis, tat ve koku duyularında değişiklik, horlama, yüz ağrısı, farenkste ağrı, kronik otitis media ve boğaz ağrısı görülebilir (3). Sunulan olguda sadece boyun ağrısı ve yüzde uyuşma şikayeti mevcuttu.

Nazofarenks muayenesinde en sık saptanan bulgular mukozal düzensizlik ve nazofarenks duvarında şişliğe sebep olan veya polipoid görünümde kitle lezyonudur (4).

Erken tanı için TB’den şüphe etmek önemlidir. Tomografi ve MRG gibi radyolojik yöntemler tanıyı destekleseler de, kesin tanı için histopatolojik ve mikrobiyolojik olarak konfirmasyon gereklidir. Histopatolojik olarak da, epiteloid histiyositler, Langhans tipi dev hücreler ve lenfositlerden oluşan, kazeifikasyon nekrozu içeren granülomlar saptanır (5).

Nazofarenks TB’nin en sık karıştığı hastalık, nazofarenksin epitelyal karsinomudur. Ayrıca, lenfoid hiperplazi, Castleman hastalığı, lenfoma (özellikle Hodgkin lenfoma), Wegener granülomatozu, PAN, midline granüloma, sarkoidoz, sifiliz, lepra, fungal enfeksiyonlar ve minör tükrük bezi tümörleri ile de ayırıcı tanı yapılmalıdır (5).

Nazofarenks tüberkülozunda altı aydan kısa olmamak kaydıyla, anti-TB tedavi (HRZE) ile prognoz oldukça iyidir.


SONUÇLAR

Nazofarenks tüberkülozu nadir olmasından, semptom ve bulgularının tipik olmamasından dolayı, tanı güçlüğü çekildiğinden halen önemli bir klinik sorundur.

Açıklanamayan üst solunum yolu şikâyeti olan hastalarda, nazofarenkste saptanan kitlelerin, ülsere lezyonların ayırıcı tanısında TB akılda tutulmalıdır.


KAYNAKLAR

1.Mutluay N, Şipit T, Kalaç N ve ark. Dil ve yanak tüberkülozu. Lepr Mec

1996;122–8.

2. Percodani J, Braun F, Arrue P, et al. Nasopharyngeal tuberculosis. The

Journal of Laryngology and Otology 1999;113:928–31.

3. Tse GMK, Ma TKF, Chan ABW, et al. Tuberculosis of the nasopharynx: a rare entity revisited. Laryngoscope 2003;113:737–40.

4.Aktan B, Selimoğlu E, Üçüncü H, Sütbeyaz Y. Primary nasopharyngeal tuberculosis in a patient with the complaint of snoring. The Journal of Laryngology and Otology 2002;116:301–3

5. Civelek Ş, Sayın İ, Ercan İ, ve ark. Nasopharyngeal tuberculosis: a case report. Türk Otolarengoloji Arşivi 2008;46:53–7.