[EP-175]

EPOSTER OTURUMU-13 | Tarih ve Saat: 22.10.2010, 17:00 - 18:00 | Salon: EPOSTER SALONU

Kistik Bronşektazinin Eşlik Ettiği Allerjik Ağır Persistan Astımda Anti-IgE Tedavisinin Etkinliği: Olgu Sunumu

Ahmet Topbaş1, Ergün Uçar1, Seyfettin Gümüş1, Cantürk Taşçı1, Mustafa Güleç2, Ergun Tozkoparan1, Hayati Bilgiç1
1GATA Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı, Ankara
2GATA Allerji Bilim Dalı, Ankara

Alerjik ağır persistan astımlı hastalarda anti-IgE tedavi olarak, omalizumab kimi olgularda belirgin klinik düzelme sağlamanın yanı sıra sistemik kortikosteroid gereksinimini azaltmakta veya ortadan kaldırabilmektedir. Bu hasta grubunda omalizamab’ın etkinliği literatürde bilinmektedir. Biz bu olguda hasta semptomları, solunum fonksiyon testleri, arter kan gazı analizi ve diğer klinik bulguların iç içe geçtiği yaygın kistik bronşektaziye eşlik eden alerjik ağır persistan astımlı bir olguda omalizumab tedavisinin sonuçlarını tartıştık. Otuz yedi yaşında bayan hasta 11 yıldır astım ve kistik bronşektazi tanısıyla takip edilmektedir. Her yıl ortalama yılda 10-12 kez akut astım atağı nedeniyle hospitalize edilmektedir. İlk tanı aldığından beri formeterol, teofilin ve yüksek doz budesonid kullanmaktadır. Son iki yıldır sürekli olarak değişen dozlarda (ortalama 15-20 mg/gün) prednizolon ve istirahat hipoksemisi nedeniyle uzun süreli oksijen tedavisi kullanmaktadır. Yapılan laboratuar incelemelerde; FEV1 %34.7, PaO2: 45.2, total IgE: 50.5 IU/mL bulundu ve prick testte hastada ev tozu akarı ve cockroach alerjisi saptandı. Hastaya ayda bir kez olmak üzere 150 mg omalizumab tedavisi başlandı. Dört aylık tedavinin sonunda yapılan değerlendirmede hastanın semptomlarında belirgin düzelme, efor kapasitesinde artma, sistemik kortikosteroid gereksiniminin tamamıyla ortadan kalktığı saptandı. Bu süre zarfında hasta bir kez hospitalizasyon gerekmeyen akut atak geçirdi. Tedavi sonunda FEV1 ve PaO2’de değerlerinde hafif düzelme (sırasıyla %44 ve 52.8 mmHg) saptandı. Sonuç olarak klinik bulguların büyük bölümünün kistik bronşektaziye bağlı olduğu düşünülen bu olguda omalizumab tedavisiyle tatminkar düzeyde klinik yanıt alınmıştır. En azından olguda sistemik kortikosteroid gereksinimi ortadan kalkmış ve hipoksemide bir miktar düzelme sağlanmıştır. Bu tedavinin sadece ağır astımlılarda değil aynı zamanda diğer kronik akciğer hastalıklarının eşlik ettiği ağır alerjik persistan astım olgularında da tedavi seçenekleri arasında değerlendirilebileceğini düşünüyoruz.

GİRİŞ-AMAÇ

• Alerjik ağır persistan astımlı hastalarda anti-IgE tedavi olarak, omalizumab kimi olgularda belirgin klinik düzelme sağlamanın yanı sıra sistemik kortikosteroid gereksinimini azaltmakta veya ortadan kaldırabilmektedir. Bu hasta grubunda omalizamab’ın etkinliği literatürde bilinmektedir.

• Biz bu olguda hasta semptomları, solunum fonksiyon testleri, arter kan gazı analizi ve diğer klinik bulguların iç içe geçtiği yaygın kistik bronşektaziye eşlik eden alerjik ağır persistan astımlı bir olguda omalizumab tedavisinin sonuçlarını tartıştık.


OLGU

• Otuz yedi yaşında bayan hasta

• 11 yıldır astım ve kistik bronşektazi tanısıyla takip ediliyor. Her yıl ortalama yılda 10-12 kez akut astım atağı nedeniyle hospitalize edilmektedir.

• İlk tanı aldığından beri formeterol, teofilin ve yüksek doz budesonid kullanmaktadır. Son iki yıldır sürekli olarak değişen dozlarda (ortalama 15-20 mg/gün) prednizolon ve istirahat hipoksemisi nedeniyle uzun süreli oksijen tedavisi kullanmaktadır.

• HRCT incelemesinde her iki akciğerde yaygın kistik bronşektazi ile uyumlu bulgular izlendi (Resim 1-4)

• Yapılan laboratuar incelemelerde; FEV1 %34.7, PaO2: 45.2, total IgE: 50.5 IU/mL bulundu.

• Prick testte hastada ev tozu akarı ve hamam böceği alerjisi saptandı.

• Hastaya omalizumab (150 mg/ay) tedavisi başlandı.

• Dört aylık tedavinin sonunda yapılan değerlendirmede hastanın semptomlarında belirgin düzelme, efor kapasitesinde artma, sistemik kortikosteroid gereksiniminin tamamıyla ortadan kalktığı saptandı.

• Bu süre zarfında hasta bir kez hospitalizasyon gerekmeyen akut atak geçirdi. Tedavi sonunda FEV1 ve PaO2’de değerlerinde belirgin düzelme (sırasıyla %44 ve 52.8 mmHg) saptandı.




Olgunun HRCT görüntüsü-1



Olgunun HRCT görüntüsü-2



Olgunun HRCT görüntüsü-3



Olgunun HRCT görüntüsü-4



TARTIŞMA

• Klinik bulguların büyük bölümünün kistik bronşektaziye bağlı olduğu düşünülen bu olguda omalizumab tedavisiyle tatminkar düzeyde klinik yanıt alınmıştır.

• Olguda sistemik kortikosteroid gereksinimi tamamen ortadan kalkmış ve hipoksemide anlamlı düzelme sağlanmıştır.


SONUÇLAR

• Sonuç olarak omalizumab tedavisinin sadece ağır astımlılarda değil aynı zamanda diğer kronik akciğer hastalıklarının eşlik ettiği alerjik persistan astım olgularında da tedavi seçenekleri arasında değerlendirilebileceğini düşünüyoruz.