[EP-141]EPOSTER OTURUMU-10 | Tarih ve Saat: 21.10.2010, 18:00 - 19:00 | Salon: EPOSTER SALONUAkciğer Dev Hidatik Kistinde Cerrahi Tedavi:Olgu SunumuLeyla Nesrin Üstün Çorum Devlet Hastanesi
Hidatik kist echinococcus granulosusun neden olduğu paraziter bir hastalıktır. Klinikte 10 cm ve daha büyük kistler “Dev Hidatik Kist” olarak adlandırılır. Rüptüre akciğer hidatik kistinde “nilüfer çiçeği işareti” patognomoniktir. Hidatik kistin tedavisi cerrahidir. Burada göğüs ağrısı ve öksürükle ağza tuzlu su gelmesi şikayeti olan 26 yaşında bayan hasta sunuluyor. Hastanın toraks bilgisayarlı tomografisinde “nilüfer çiçeği işareti” ile 15x11 cm boyutunda hidatik kist saptandı. Hastaya sağ alt lobda rüptüre dev hidatik kist tanısı ile sağ posterolateral torakotomi, kistotomi uygulandı. Kist kavitesinin diafragmaya sıkı teması olması nedeniyle kapitonaj yapılamadı. Hastanın 10. ay kontrolünde akciğerin zamanla ekspanse olduğu gözlendi. Akciğer HK’nin tedavisi erken, parankim koruyucu cerrahidir. Kistin boyutu büyük ve kapitonaj uygulanamamasına rağmen akciğer ekspanse olabilir. GİRİŞ-AMAÇ | Hidatik kist (HK) hastalığı, echinococcus sestodunun neden olduğu paraziter bir hastalıktır. Ülkemizde önemli bir sağlık problemi oluşturan etkenler arasında en çok görülen Echinococcus Granulosustur. Klinikte 10 cm ve daha büyük kistler “Dev Hidatik Kist” (DHK) olarak adlandırılır. Kistler spontan olarak ya da travma ile rüptüre olabilirler. Rüptüre HK radyolojik bulgularında “nilüfer çiçeği belirtisi” karakteristiktir. HK tedavisinde cerrahi esastır ve kistotomi, kistotomi ve kapitonaj en sık uygulanan cerrahi tedavi yöntemidir. Bu olguda rüptüre DHK ve cerrahi sonucu sunuldu.
|
OLGU | Göğüs ağrısı, öksürük ve tuzlu su ekspektorasyon şikayeti ile 26 yaşında bayan hasta hastanemize müracaat etti. Fizik muayenesinde solunum seslerinin sağ orta ve alt zonda azaldığı saptandı. Laboratuar incelemelerinde patolojik bir değere rastlanmadı. Posterior-anterior (PA) ve lateral akciğer grafisinde sağ hemitoraksta hava-sıvı seviyesi saptanması üzerine çekilen toraks bilgisayarlı tomografisinde (BT) sağ akciğer alt lobu tamamen tutan 15x11 cm ebatlarında hava-sıvı seviyelenmesi içeren sıvı bölümünde membranlar içeren iyi sınırlı lezyon izlendi (Şekil 1a,b,2). Hastaya rüptüre HK tanısı ile posterolateral torakotomi ve kistotomi uygulandı. Ameliyat sonrası 10. ay kontrol PA akciğer grafisinde sağ sinüs künt olarak izlendi (Şekil 3). Kontrol toraks BT’de akciğerin kısmen ekspanse olduğu gözlendi (Şekil 4). Hastanın aktif şikayeti yok idi.
Resim 1a
 Posterior-anterior akciğer grafisinde sağ hemitoraksta hava-sıvı seviyesi
Resim 1b
 Lateral akciğer grafisinde sağ hemitoraksta hava-sıvı seviyesi
Resim 2
 Toraks BT’de “nilüfer çiçeği belirtisi”
Resim 3
 Ameliyat sonrası 10. ay kontrol PA akciğer grafisinde sağ sinüs künt
Resim 4
 Ameliyat sonrası 10. Ay kontrol toraks BT
|
TARTIŞMA | Hidatik kistin akciğerde görülme sıklığı %10-30’dur. Sağ akciğer ve her iki akciğerin alt loblarında görülme sıklığı daha fazladır. Sağ akciğerde %62-81.3, sol akciğerde %18.7-33 ve bilateral %5 oranında görülür. Klinikte 10 cm’den daha büyük kistler “Dev Hidatik Kist” olarak adlandırılır. Seçilmiş grupta %17-21.9 oranında DHK bildirilmiştir. İntakt kistler genellikle asemptomatik olurken, rüptüre kistler semptomatiktir. DHK olgularının tümü semptomatiktir. Semptomlar öksürük, hemoptizi, göğüs ağrısı, hidatik kistin bronşa açılması ile şiddetli öksürük ve kist sıvısını da içeren ekspektorasyonu olan hidatoptizistir. Akciğer HK tanısı genellikle akciğer grafisi ile konulur. Akciğer grafisinde rüptüre olmuş kist hava-sıvı seviyesi veren kaviter lezyon olarak görülür. Rüptüre kistte, radyolojide hava, sıvı ve membranın birlikte oluşturduğu değişik görüntüler mevcuttur. Hava-sıvı seviyesi ile birlikte, sıvı üzerinde yüzen kollabe membran bölümleri karakteristik bir bulgu olan “water lily sign”, “camalote sign” veya “nilüfer çiçeği belirtisi”ni oluşturur. Akciğer HK tedavisinde cerrahi ilk seçenektir. Akciğer HK sık görüldüğü ülkelerde yeni enfestasyonlar olabileceği ve benign bir lezyon olduğu için akciğer dokusunun mümkün olduğu kadar koruyarak kist çıkartılmalıdır. En sık kullanılan yöntem kistotomi, kistotomi ve kapitonajdır. Büyük segmental tutulumu olan kistlerin tedavisinde segmentektomi uygulanmaktadır. Lobektomi, ciddi pulmoner süpürasyon gösteren ve aynı lobda çok sayıda kist varlığında, HK sonrası pulmoner fibrozis, ciddi hemoraji geliştiği vakalarda uygulanabilir. Pnömonektomi sadece tüm akciğerin tutulduğu vakalarda nadiren uygulanan bir yöntemdir. Kapitonaj sırasında konulan sütürler damarsal yapılardan geçerken veya uyanma aşamasında pozitif basınç ile duvarı yırtılabilir kavite içerisine kanama olabilir. Ayrıca akciğerin ekspansiyonunu engelleyebileceğinden büyük periferal kistlere kapitonaj yapılması önerilmez. Pulmoner parankim kendiliğinden oradaki alanı kapatacağından rezüdüel alanın sütürasyonuna gerek yoktur. Bunun yanında gözden kaçan bronş açıklıklarının komplikasyona neden olabileceği için kapitonaj yapıldığını bildiren yayınlar da mevcuttur. Bu olguda kavite içine kanama ihtimali olduğundan kapitonaj uygulanmadı. Kistin büyük olması ve kapitonaj uygulanamamasına rağmen kontrol grafilerinde akciğerin zamanla ekspanse olduğu gözlendi.
Sonuç olarak, rüptüre akciğer HK tanısında “nilüfer çiçeği belirtisi” patognomoniktir. Akciğer HK’nin tedavisi erken, parankim koruyucu cerrahidir. Kapitonaj uygulanmayan olgularda kistin boyutu büyük olsa da akciğer ekspanse olabilir.
|
|