[EP-138]

EPOSTER OTURUMU-10 | Tarih ve Saat: 21.10.2010, 18:00 - 19:00 | Salon: EPOSTER SALONU

Kronik obstrüktif akciğer hastalığı olan bir olguda total pnömotoraksın tam spontan gerilemesi

Uğur Gönlügür, Arzu Mirici, Muammer Yıldız
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Tıp Fakültesi, Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı

61 yaşındaki erkek hasta ani başlayan nefes darlığı yakınması ile başvurdu. İlk çekilen akciğer grafisindeki sol total pnömotoraks fark edilmedi (Resim 1). İğne aspirasyonu veya oksijen inhalasyonu gibi pnömotoraksa yönelik bir tedavi almamasına rağmen bir ay sonraki grafide hastanın % 20’den az bir pnömotoraksı vardı (Resim 2). Bir aylık gözlem sonunda akciğerler tamamen ekspanse oldu. Solunum fonksiyon testlerinde FVC: 2720 ml (% 62), FEV1: 1370 ml (% 40), FEV1/FVC % 50 bulunan hasta ağır kronik obstrüktif akciğer hastalığı olarak sınıflandırıldı. Bildiğimiz kadarıyla bu olgu total pnömotoraksın spontan düzelme gösterdiği ilk olgudur.

GİRİŞ-AMAÇ

Pnömotoraks, KOAH alevlenmelerine neden olabilecek ve hayatı tehdit edebilecek önemli bir durumdur. Spontan pnömotoraks tedavisinde amaç plevral aralıktaki havayı boşaltmak ve nüksü önlemektir. Gözlem ve oksijen tedavisi, aspirasyon, perkütan kateter ile drenaj, tüp torakostomi, video yardımlı torakoskopik cerrahi ve torakotomi tedavide uygulanan yöntemlerdir. Gözlem ve oksijen tedavisinin pnömotoraks bir hemitoraksta % 20 ‘den az ise uygulanması önerilmektedir.


OLGU

61 yaşında erkek hasta ani nefes darlığı yakınmasıyla bir devlet hastanesi acil servisine başvurmuştur. Acil serviste ölçülen kan basıncı değerleri yüksek gelen hastaya dil altı kapril verilerek evine gönderilmiştir. Nefes darlığı yakınması geçmeyen hasta bu defa bir özel hastanenin iç hastalıkları polikliniğine başvurmuştur. Orada çekilen akciğer grafisinde (Resim 1) sol akciğerinde pnömoni olduğu söylenerek yatırılmış ve antibiyotik tedavisi uygulanmıştır. Bu tedavi ile günler içinde nefes darlığı gerileyen hasta 1 ay sonra aynı şehirdeki bir üniversite hastanesi göğüs hastalıkları polikliniğinden randevu alıp rutin muayeneye gitmiştir. Burada çekilen akciğer grafisinde kısmi pnömotoraks saptanan (Resim 2) hastaya göğüs cerrahisi doktoru tarafından tüp torakostomi endikasyonu konulmamış ve takibe alınmıştır. Bu tarihten bir ay sonra çekilen akciğer grafisi normal sınırlarda gelen hastanın solunum fonksiyon testlerinde FVC: 2720 ml (% 62), FEV1: 1370 ml (% 40), FEV1/FVC % 50 bulunmuştur.




Resim 1



Resim 2



YÖNTEM-GEREÇLER

Sekonder spontan pnömotoraksda altta yatan bir akciğer hastalığı olduğu için primer spontan pnömotorakstan daha ciddi bir durumdur. Bu nedenle tedavide uzun süreli aspirasyona olanak sağlayan tüp torakostomi gibi daha agresif bir yaklaşım önerilmektedir. Ancak asemptomatik olan veya % 20’den az pnömotoraksı olanlarda tedavisiz gözlem önerilmektedir. Kaldı ki sadece gözlem yapılan olguların % 5 ‘inde tansiyon pnömotoraksa bağlı mortalite oluşabilmektedir. Bunlara rağmen olgumuzda uygun bir tedavi almamasına rağmen plevral aralıktaki hava spontan remisyona uğramış ve tam remisyondan sonra 1 yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen olguda nüks gözlenmemiştir.


BULGULAR

x


TARTIŞMA

Solunum fonksiyon testlerinde FEV1 değeri % 50 ‘den az olan hasta GOLD sınıflamasına göre “ağır KOAH” kategorisine girmektedir. KOAH klinikte sıklıkla kronik öksürük ile kendini gösteren bir tablodur. Öksürük esnasında intratorasik basınçlardaki artışın hem pnömotoraksın oluşumunu teşvik edebileceği hem de oluşmuş pnömotoraksta artışa neden olabileceği bilinmektedir. Kaldı ki KOAH zemininde hava hapsi nedeniyle oluşabilecek büller de bu riski daha fazla arttırmaktadır. Bütün bu negatif faktörlere karşın havanın hızlı emilmiş olması nedeniyle hastada standartın üstünde iyi kanlanan bir plevral aralık olduğunu düşünmekteyiz.


SONUÇLAR

Bu olgu bize neyi öğretmiştir? Acil servise nefes darlığı nedeniyle başvuran her hastada mutlaka akciğer grafisi çekilmesi gerektiğini, total pnömotoraks gibi durumların bile ehil olmayan gözlerce kolayca atlanabileceğini, sekonder spontan pnömotoraksın uygun tedavi almamasına rağmen 2 ay gibi kısa bir zamanda kendi kendine iyileşebileceğini bize göstermiştir. Bu olgu dünya literatüründe spontan total bir pnömotoraksın kendiliğinden tam rezolüsyona gittiğini gösteren ilk olgudur.


KAYNAKLAR

1.Çelik B, Nadir A, Şahin E, Kaptanoğlu M, Demir H, Furtun K. Nüks spontan pnömotorakslı olgularda risk faktörleri, klinik ve radyolojik değerlendirme. Türk Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Dergisi 2008; 16: 107-112.

2.O’Rourke JP, Yee ES. Civilian spontaneous pneumothorax: Treatment options and long-term results. Chest 1989; 96: 1302-6.

3.The Global Initiative for Chronic Obstructive Lung Disease (GOLD) Executive Summary: Global Strategy for Diagnosis, Management, and Prevention of COPD, Updated 2009.