[EP-282]

EPOSTER OTURUMU-20 | Tarih ve Saat: 22.10.2010, 17:00 - 18:00 | Salon: EPOSTER SALONU

Hastanemizde Pandemik H1N1 İnfluenza Nedeniyle Takip Edilen Hastaların Genel Özellikleri ve Klinik Bulguları

Gökhan Perincek1, Kemal Avşar2
1Hakkari Devlet Hastanesi, Göğüs Hastalıkları, Hakkari
2Hakkari Devlet Hastanesi, İnfeksiyon Hastalıkları, Hakkari

AMAÇ: Bu çalışmada; hastanemizde pandemic H1N1 influenza nedeniyle takip edilen hastaların klinik, radyolojik ve labaratuvar özelliklerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. MATERYAL-METOD: Kasım 2009 ile Aralık 2009 tarihlerini kapsayan dönemde acil servis, göğüs hastalıkları ve enfeksiyon hastalıkları polikliniklerine başvuran, Sağlık Bakanlığı kriterlerine göre pandemic H1N1influenza şüphesi ile kliniğimize yatırılan ve farinks sürüntü örneklerinde real-time reverse transkriptaz (r RT) PCR yöntemiyle H1N1 pozitifliği saptanan hastalar çalışmaya alındı. Hastaların laboratuar ve klinik bilgileri SPSS 15 programına yüklendi ve istatistiksel analizleri yapıldı. BULGULAR: Yapmış olduğumuz çalışmaya 8’i erkek (%53.3), 7’si kadın (%46.7) toplam 15 hasta dahil edildi. Hastaların yaş ortalaması 26±8.05’di. Hastaların 4’ü yoğun bakımda takip edildi, bunlardan biri invaziv mekanik ventilatöre bağlandı. Hastaların 2’sine Kasım ayında (%13.3), 13’üne Aralık ayında (%86.7) tanı kondu. Hastaların 3’ü (%20) gebeydi. Hastaların %66.7’sinde taşipne, %53.3’ünde dispne, %33.3’ünde burun akıntısı, %86.7’sinde öksürük, %33.3’ünde bağlam, %100’ünde halsizlik şikayeti mevcuttu. Yapılan tetkiklerde; hastaların %33,3’ünde hipoksi, %46,7’sinde lökopeni ve trombositopeni, %20’sinde CRP yüksekliği, %26.2’sinde akciğer grafisinde infiltrasyon saptandı. Yoğun bakımda takip edilen hastaların hepsinde lökopeni ve trombositopeni mevcuttu (p<0.05). SONUÇ: Pandemic H1N1influenza sıklıkla genç hastalarda görülmekle birlikte, yoğun bakımda takip gerektiren hastaların hepsinde tormbositopeni ve lökopeni saptanmıştır.

GİRİŞ-AMAÇ

Pandemik influenza A (H1N1) virüsü, 2009 yılı Mart ve Nisan ayının ilk haftalarında Meksika ve ABD’de ortaya çıkmıştır. Dünya Sağlık Örgütü Mayıs ayının ortalarında 30 ülkede görülen ve insandan insana geçiş gösteren enfeksiyon için pandemi fazını 5. düzeyden 6. düzeye çıkarmıştır.

TC Sağlık Bakanlığının son bilgilerine dayanarak ülkemize ait verileri şu şekilde özetlemek olasıdır: 15 Mayıs 2009 tarihinde saptanan ilk olguyu, 18 Haziran 2009 tarihinde belirlenen ilk yerli olgu izlemiş; ilkokul olgusu 13 Ekim 2009 tarihinde, ilk ölüm ise 22 Ekim 2009 tarihinde gerçekleşmiştir.

Ocak 2010 itibarıyle kaybedilen kişi sayısı 627 olarak açıklanmıştır. Ölüm bildirimlerinin tamamı hastanelerden yapılmış olup en fazla ölüm bildirimi 22 Kasım-13 Aralık tarihleri arasında gerçekleşmiştiri.


YÖNTEM-GEREÇLER

Kasım 2009 ile Aralık 2009 tarihlerini kapsayan dönemde acil servis, göğüs hastalıkları ve enfeksiyon hastalıkları polikliniklerine başvuran, Sağlık Bakanlığı kriterlerine göre pandemik influenza H1N1 şüphesi ile kliniğimize yatırılan hastaların ayrıntılı anemnezi alındı. Hastaların hepsine antiviral tedavi (oseltamivir) başlandı. Hastaların alınan farinks sürüntü örnekleri referans laboratuarına gönderildi. Burada real-time reverse transkriptaz ( r RT ) Polymerase Chain Reactionpolimeraz (PCR) yöntemiyle H1N1 pozitifliği saptanan hastalar çalışmaya alındı. Hastaların laboratuar ve klinik bilgileri SPSS 15 programına yüklendi ve istatistiksel analizleri yapıldı.


BULGULAR

Yapmış olduğumuz çalışmaya 8’i erkek (%53.3), 7’si kadın (%46.7) toplam 15 hasta dahil edildi. Hastanın en küçüğü 16, en büyüğü 36 yaşında olup yaş ortalaması 26±8.05 olarak saptandı. Hastaların 2’sine Kasım ayında (%13.3), 13’üne Aralık ayında (%86.7) tanı kondu. Tanı konan hastaların 3’ü (%20) gebeydi. Hastaların 4’ü yoğun bakımda takip edildi, bunlardan biri invaziv mekanik ventilatöre bağlandı. Hastaların hepsi tedavileri sonrasında şifayla taburcu edildi.

Hastaların %53’ünde dispne, %86’sınde öksürük, %33’ünde bağlam, %100’ünde halsizlik, %33’ünde rinore şikayeti mevcuttu. Yapılan değerlendirmede; hastaların %66’sında taşipne, %60’ında taşikardi, %33’ünde hipoksi, %33’ünde ateş yüksekliği saptandı (Tablo 1).

Hastanın yapılan tetkiklerinde; %46’sinda lökopeni ve trombositopeni, %20’sinde (C-Reaktif protein) CRP yüksekliği, %40’ında Alanin aminotransferaz (ALT) yüksekliği, %46’sında Laktat dehidrojenaz (LDH) yüksekliği, %33’ünde Creatinin kinaz (CK) yüksekliği saptandı. Hastaların %46’sında postero anterior akciğer (PA AC) grafisinde infiltrasyon saptandı. Hastaların 2’sinde tek taraflı, 2’sinde iki taraflı akciğer ifiltrasyonu mevcuttu (Tablo 2).

Yoğun bakımda takip edilen hastalar ile serviste takip edilen hastalar karşılaştırıldığında, yoğun bakım takibi gerektiren hastalarda Trombosit (PLT), LDH, ALT, CK, Lökosit (WBC) değerlerinin düşük olması istatistiksel olarak anlamlı bulundu (Tablo 3) (p<0.05).




Tablo 1

Tablo 1. Hastanemizde H1N1 tanısı alan hastaların semptom ve bulgularının dağılımı.


Tablo 2

Tablo 2. Hastanemizde H1N1 tanısı alan hastaların laboratuar bulguları.


Tablo 3

Tablo 3. Yoğun bakım ve serviste takip edilen hastaların laboratuar bulguları.


TARTIŞMA

Pandemik H1N1’in klinik semptomları mevsimsel influenzaya ben­zerdir. Ateş, yorgunluk, halsizlik, baş ağrısı, kas ağrısı, öksürük, boğaz ağrısı gibi semptomlar görülür. Özellikle çocuk yaş grubunda mev­simsel influenzadan farklı olarak ishal, kusma tanımlanmıştır. Ayrıca mevsimsel influenzadan farklı olarak hastada lökopeni var ise beraberin­de relatif lenfopeni/trombositopeni görülebilir.

H1N1 infeksiyonu ile karşılaşmış çoğu olgu komplike değildir. Bu nedenle hastaneye yatış ve antiviral tedavi çoğu olguda gerekli değildir. Destek tedavi yaklaşımı oral hidras­yon, gereğinde antipiretiklerin kullanımı şeklin­dedir. Antiviral tedavide nöro­minidaz inhibitörleri oseltamivir ve zanamivir tercih edilir. Dünya Sağlık Örgütü oseltamiviri ilk seçe­nek olarak önermiştir. Tedavi şiddetli infeksiyo­nu olan olgulara önerilmiştir. Tedavi ayrıca şüpheli ya da doğrulanmış influenza infeksiyo­nu olan 2 yaş altı çocuklar, gebeler, 65 yaş üzeri olanlar, kronik altta yatan hastalığı olan olgulara, 19 yaş altında uzun süreli salisilat alan hastalara verilmelidir. Bunların dışındaki gruplar için tedavi endikasyonu bulunmamaktadır. Antiviral tedavinin ilk 48 saat içerisinde başlanması önemlidir.


SONUÇLAR

Sonuç olarak; Pandemik influenza H1N1’in klinik semptomları mevsimsel influenzaya benzemekle birlikte, ağırlıklı olarak genç erişkin yaş grubunu (15-35 yaş) etkilemektedir. Laboratuar bulgusu olarak lenfopeni ve trombositopeni görülebileceği unutulmamalıdır.

Tedavide oseltamiviri ilk seçenek olarak önermiştir. Tedavi şiddetli infeksiyonu olan olgulara önerilmekle birlikte, ayrıca şüpheli ya da doğrulanmış influenza infeksiyonu olan 2 yaş altı çocuklar, gebeler, 65 yaş üzeri olanlar, kronik altta yatan hastalığı olan olgulara, 19 yaş altında uzun süreli salisilat alan hastalara verilmelidir.


KAYNAKLAR

1. Tuite AR, Greer AL, Whelan M et al. Estimated epidemiologic parameters and morbidity associa¬ted with pandemic H1N1 influenza. CMAJ 2010; 182(2): 131-6

2. Özbek S. Domuz Kaynaklı İnfluenza A (H1N1) Virus Enfeksiyonu:Radyolojik Bakış. Selçuk Tıp Derg 2010; 26(1): 32-4

3. Agarwal PP, CintiS, Kazerooni EA. Chest radiographic and CT findings in novel swine origin influenza A (H1N1) virus S-OIV) infection Am J Roentgenol 2009;193:1488-93

4. Cao B, Li XW, Mao Y et al. National Influenza A Pandemic (H1N1) 2009 Clinical Investigation Group of China: Clinical features of the initial cases of 2009 pandemic influenza A (H1N1) virus infection in China, N Engl J Med 2009; 361(26): 2507-17

5. TC Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü-Pandemik Koordinasyon Birimi: Pandemi Bilim Kurulu toplantısı sunumu, Ankara, 24 Aralık (2009)

6. Badur S. H1N1 Epidemiyolojisi ve Virüs. ANKEM Derg 2010;24:190-5